30.000 metrekarelik devasa bir alanı kaplayan 36 mağara İlk olarak 1992 yılında yerel bir köylü tarafından keşfedildi. Masif silttaşına oyulmuş olan her mağara, yerin 30 metre altına inşa edilmişti. Mağaraların içine taş odalar, köprüler, oluklar ve havuzlar yapılmıştı. Mağaraların çökmemesi için tavanı destekleyen eşit orantılı sütunlarda yapılmıştı. Duvarlar, tavanlar ve taş sütunlar keskiler yardımıyla düzgün bir şekilde dekore edilmişti.
İçinde at, balık ve kuş tasvir eden taş oymalar bulunan bu eşsiz güzellikteki insan yapımı mağaralardan sadece biri turizme açılmıştır.
Longyou mağaraları gerçek anlamda muammadır ve yirmi yıl süren araştırmalara rağmen mağaraların varlığı ile ilgili on gizem hala çözülememiştir. Bizim amacımızda bu on gizemi sizlerle paylaşmak.
1. Nasıl inşa edildi?
Bu beş mağaranın inşasında yer alan iş yükünün hesaplaması hayranlık uyandırıcı.
Mağaraların genel kazılarında ortaya çıkan moloz miktarının yaklaşık 1.000.000 metreküp olduğu tahmin edilmektedir. Bilim adamları, kişi başına günlük ortalama kazma oranını hesaba katarak, altı yıl boyunca gece gündüz 1000 kişinin çalışacağını hesapladılar. Bu hesaplamalar tamamen ağır iş gücüne dayanıyor, ancak dikkate alınmadıkları şey heykeltıraşların inanılmaz titizliği ve hassasiyeti, yani gerçek iş yükünün teorik tahmini çok aşacağı anlamına geliyor. Bölgede yapılan araştırmalarda her hangi bir alete rastlanmadığı için nasıl inşa edildikleri ve inşa sırasında hangi araçların kullanıldığı ise hala bilinmemektedir. Bilim adamları hala böyle bir simetrinin, hassasiyetin nasıl elde edildiğini çözmüş değiller.
2. Yapı izi yok
Boyutlarına ve onlar için harcanan onca emeğe rağmen, kim yada kimler tarafından, hangi nedenlerden dolayı inşa edildiklerine dair tarihi kayıtlarda hiçbir bilgi ve iz bulunamadı.
Genel kazı sırasında neredeyse bir milyon metreküp taş moloz çıkartıldığı tahmin edilmesine rağmen, bu miktarda taş molozun döküldüğü yeri gösteren en ufak bir kanıtta bulunamadı. Arkeologların molozların döküldüğü yeri bulmak için aylar süren çalışmalarıda boş bir çaba olarak kaldı. Projenin büyüklüğüne bakıldığında bunun oldukça sıra dışı olduğunu söylemek mümkün.
3. Duvarlar neden yontulmuştu?
Bir birine koridorlarla bağlanmış odalardan, yada salonlardan oluşan Longyou Mağaraları inanılmaz ince bir işçilikle tamamlanmıştı. Odaların her biri, zeminden tavana kadar neredeyse her yüzey yontulmuş paralel çizgilerle kaplanmıştı. Muazzam bir insan gücü gerektiren bu yontma işleminin yüzlerce hatta binlerce saat sürdüğü bir gerçek. Mağaraları ilginç kılanda işte bu yontma işlemi Soru, "Bu kadar emek-yoğun bir iş yalnızca dekorasyon için miydi? Çizgiler veya desenler bir şekilde sembolik mi?" Şu anda bilinen tek şey, işaretlerin yakındaki bir müzede bulunan ve MÖ 500 ile 800 arasına tarihlenen çanak çömleklerde bulunanlara benzediğidir.
4. Balık eksikliği
Mağaralar ilk keşfedildiğinde, içlerinin suyla dolu olduğu tespit edilmişti. Köylülerin "Dipsiz havuzlar" diye tanımladıkları bu bölgeye özgü içi su dolu onlarca mağara bulunuyordu. Ama köylüler tarafından keşfedilen bu yeni mağara sinsilesini diğer mağaralardan ayıran bir özelliği vardı. Suyun biraz üzerinde bulunan giriş yeri insan eliyle yapılmış gibi duruyordu. Köylüler tarafından yapılan ihbarı değerlendirmek için bölgeye gelen arkeologlar, mağaraların içinin suyla dolu olduğunu görünce karamsarlığa kapılsalarda Çin hükümetinin gönderdiği pompalar sayesinde mağaraların içindeki tonlarca suyun dışarıya atılmasını sağladılar. Çevrede bulunan diğer "Dipsiz Havuzlar" da bol miktarda balık bulunmasına rağmen suyu tamamen boşaltılan Longyou mağaralarında ne bir balık bulundu nede başka bir yaşam formu.
5. Mağaralar nasıl bu kadar iyi durumda kaldı?
En ilginç ve zorlayıcı sorulardan biri, mağaraların yapısal bütünlüğünü 2000 yıldan fazla bir süredir nasıl koruyabildikleri. Bazı bölgelerde duvarların sadece 50 santimetre kalınlığında olmasına rağmen çökme izi, moloz yığını yok ve hasar yok. Yüzyıllar boyunca, bölge çok sayıda felaketler yaşandı, dağlar görünüşlerini değiştirdi ve taşlar yıprandı. Bütün bu olumsuzluklara rağmen mağaraların içinde şekiller, desenler ve işaretler hala net ve kesin - sanki . dün inşa edilmişler gibi yerli yerinde duruyorlar..
6. İnşaatçılar karanlıkta nasıl çalıştı?
Mağaraların alt kısımda kalan bazı alanlar zifi karanlıkta olmasına rağmen duvarlar, sütunlar ve tavanlar binlerce paralel çizgi ile süslenmişti. Peki eski insanlar karanlıkta nasıl çalıştı? Tongji Üniversitesi'nde inşaat mühendisliği konusunda uzman bir profesör olan Jia Gang "Mağaranın ağzı çok küçük olduğu için, güneş ışığı mağarada ancak belirli bir süre boyunca belirli bir açıyla parlayabilir. Mağaranın ağzından onlarca metre aşağıda bulunanların kendi ellerini bile görmesi mümkün değil. Mağaranın derinliklerinde çalışan ve yontma işlemlerini
yapanların ışık olmadan bu işleri yapması mümkün değil. Çalışabilmeleri için içeride muhakkak lambaların olması gerekiyor." dedi. Uzun süren araştırmalara rağmen ne ucu yanık çıraya, ne lamba görevi yapacak olan bir aparata, nede herhangi bir aydınlatma aracının duvarlarda bıraktığı ise rastlandı.
7. Mağaraların birbirine bağlanması mı gerekiyordu?
36 mağaranın tamamı yalnızca bir kilometrekarelik bir alana dağılmıştı. Bu kadar yüksek yoğunluk göz önüne alındığında, bazı mağaraların birbirine bağlanması gerekip gerekmediğini sormaktan kendimizi alamayız. Bu kadar dar bir alanda, birbirine bağlamadan bu kadar çok ayrı mağara yapmanın amacı ne olabilir? Birçok bölgede, mağaralar arasındaki duvarlar sadece 50 santimetredir, işin ilginç tarafı birbirine bağlanmamış olmaları. sanki bir nedenden dolayı ayrı tutulmuşlar gibi görünüyor. Dahası, mağaraların çoğu neredeyse birebir aynı.
8. Onları kim yaptı?
Mağaraları kimin inşa ettiği konusunda kimsenin bir fikri yok. Bazı bilim adamları, devasa bir işin sıradan köy halkı tarafından yapılmasının mümkün veya mantıklı olmadığını dışarıdan gelecek saldırıları önlemek için inşa edilen Çin Seddi kadar büyük bir projeyi yalnızca imparatorların ve liderlerin organize edebileceği savını ileri sürdüler. Gerçekten bu mağaralar bir İmparator tarafından yaptırılmışsa, neden inşa edildiğine dair hiçbir tarihi kayıt bulunamamıştı.
9. Bu kadar hassasiyeti nasıl elde ettiler? Çin Sosyal Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü'nde uzman olan Yang Hongxun'a göre, "Bir mağaranın içindeki inşaatçıların diğer mağaradaki inşaatçıların ne yaptığını görmesi mümkün değildi. Her bir mağaranın içi diğerininkiyle paralel şekilde yapılmasaydı, duvarlar delinirdi. Bu nedenle, kullandıkları ölçüm cihazı çok gelişmiş olmalıydı. Yerler ve aralarındaki mesafeler inanılmaz bir düzen içindeydi" Araştırmacılar, modern ekipman ve yöntemlerin yardımıyla duvarların boyutlarını ölçtüler ve şaşırtıcı bir şekilde genel yapının son derece doğru bir şekilde yapıldığını tespit ettiler Mağaralar arası duvarlar farklı bölümlerde olmasına rağmen aynı kalınlıktaydı. Her odada ayrı işçiler çalıştığına ve bir birlerinin ne yaptığını görmediklerine göre, bu hassasiyeti nasıl elde ettiler? Yöntemleri nelerdi? 10. Ne için kullanıldılar? Bazı arkeologlar mağaraların eski imparatorların mezarları, imparator salonları veya depolama yerleri olduğunu öne sürdüler. Ancak bu yorum gerçeklikten çok uzaktı. Mağara odalarında cenaze eşyası veya mezar bulunmadığı gibi, buranın mezar yeri olarak düzenlendiğini gösteren bir emareyede rastlanmadı. Bir imparatorun sarayı olarak dizayn edilmiş ve kullanılmış olsaydı mağaralar, farklı amaçlar için ayrı odalarla farklı şekilde tasarlanırdı, ancak buna dair hiçbir kanıt bulunamamış ve yerleşim izine rastlanmamıştır. Başka bir hipotez ise, madencilerin bir tür maden kaynağı çıkarmak için mağaraları kullanılmasıdır. Mağaralar sadece madencilik kullanıldıysa, mağaraların içerisinden çıkartılan tonlarca taş molozu nereye dökülmüştü ve neden duvarlara, sütunlara ve tavanlara bu kadar karmaşık süslemeler yapılması için uğraşılmıştı? Son olarak, bazıları mağaraların askerlerin yerleştirileceği yerler olduğunu, bir imparatorunun savaş hazırlıklarını gizli tutmak ve askerlerini saklamak için mağaraları yaptırdığını iddia etsede. kısa sürede inşa edilmeleri ve imparatorun mağaraların hazır hale geldiğini görecek kadar yaşaması mümkün değil. Bu yüzden çok daha hızlı bir şekilde ortaya çıkma eğiliminde olan savaşa hazırlık için yapılmış olma ihtimali fazlasıyla düşük. Dahası, mağaralarda insanların kaldığına dair hiçbir iz yok. Yıllarca süren araştırmalara rağmen, Longyou mağaralarının gizemini açıklayacak somut bir bilgi elde edilemedi. Eski atalarımız harika işler başarsalar da, geriye gizemi çözülemeyen yığınla eserde bıraktılar.
Longyou Mağaralarının ölçeği muhteşem, tasarım hassas ve bilimseldi. Yapının sofistike olması üstün işçiliğin göstergesidir. Her mağaranın modeli, deseni ve tarzı son derece benzerdir. Her mağara büyük bir salon gibidir. Bir tarafı dik, diğer tarafı ise % 45 eğimli, dört duvarıda düz. Kenarlar ve köşeler açıkça belirli. Yontma işaretleri tek tip keskin çizgilerden oluşmuş
Kapsamlı araştırma ve incelemelerin ardından, bilim adamları ve akademisyenler mağaralar için açıklamalar yapmaya çalıştılar , ancak şimdiye kadar hiçbiri neden inşa edildikleri ve ne için kullanıldıkları konusunda ikna edici bir açıklama sunmadı .
Yazan: Nisan Holloway
Kaynak: Ancient-Origins
Düzenleme: Bayram Alacatlı
YORUM EKLE